top of page
Yazarın fotoğrafıGökhan Dumanlı

"Hayat ve Zarafet"

Güncelleme tarihi: 6 Kas 2020


Serin bir mart sabahında uyanmış ve karantinadan ötürü evde kalışımın 10. gününde pencereden sızan ışık hüzmelerine bakarak yataktan gökyüzünü seyrediyorum. O yatak ila ki cam kenarında olsun diye şu küçük evimde nasıl da mücadele etmişim. Şimdi yüzümde tebessüm ne iyi etmişim diyorum. Komidinin üzerinde duran ve her sabah uyanır uyanmaz unutmadan içeyim diye bir bardak suyumu alıyor ve oturma odasına doğru yürüyorum. İlla ki müzik dolacak odaya her sabah. Hemen müzik çaların düğmesine basıyorum. Güvercinler camda bekliyorlar ve bu eve taşındığım günden bugüne tam 5 yıldır her sabah ilk iş onların yemini vermek oluyor. Günlerdir ne kadar kitap, müzik cdsi, ilham aldığım notlar, gazete kağıtları, resimler varsa çıkarmış bir kutuya koyup masanın üzerine bırakmıştım. İstemsizce “günaydın” diyorum onlara. Sonra hemen yanlarında duran kaktüslerime, bu eve taşındığım gün toprağa diktiğim ve şimdi boyuma kadar uzanan ağacıma. Tehlike sinyalleri mi çalıyor derken Psikologların o sözü geliyor aklıma: “Sizin, evdeki eşyalarla, kitaplarla, bitkilerle konuşmanızda sorun yok, onlar sizinle konuşuyorsa lütfen bize başvurun.” Gülüyorum. Öyle ya, annem de yıllarca çiçeklerle konuşmuştu. Çocukken çok anlamazdım ama çocuk aklımla da o büyülü anın bozulmaması gerektiğini bilir, annemin çiçeklerle sohbeti bittikten sonraya saklardım söyleyeceklerimi.

Sadece çiçekler mi? Bulaşık makinesini “kızım” diye severdi. “O olmasa ne yapardım?” derdi. Çamaşır makinesiyle işi varsa kesin şarkı söylerdi. Hatta hangi şarkıydı o? Hiç unutmam: Evlerinin önü yonca :)

Ah çocukluk ah anılar ah eski günler…Nasıl zarif ve ince birer düş gibiler…

Kalabalığın, bilgi ve duygu kirliliğinin ve gereksiz meşguliyetlerin içinde kaybolmadığımız,

Her şeyi problem etmediğimiz; bir tartışma yaşansa bile kısa süre sonra yine herkesin aynı masada yemek yiyebildiği, aynı yastığa başına koyabildiği ve sarılınca sorunların çözüldüğü,

Bizim için gerçekten neyin önemli olduğunun her zaman farkında olduğumuz zamanlar…

Kim bilir belki de bu yaşananlar bize tüm bu kaybetmeye başladığımız değerleri yeniden hatırlatır da bir taşın, bir tahtanın, suyun, havanın toprağın da bir canı olduğu gerçeğini hatırlar, nazik olmanın, nezaket dolu yaşamanın ve zarafetin yaşama, dünyaya nefes olduğunun farkındalığına ulaşırız ve tek birimizin bile tüm diğerleri için taşıdığı kıymeti yeniden hatırlarız.

Gökhan Dumanlı/Mart 2020



59 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page